3 Nisan 2016 Pazar

Nisan 03, 2016 tarihinde, tarafından

Seyahat Yardımcısı : Agra (Hindistan)


Uttar Pradeş eyaletinin Yamuna Nehri kıyısındaki şehri, Babür İmparatorluğu'na başkentlik yapmış tarih dolu kent, Tac Mahal'in ev sahibi : Agra

Şehre 210 km uzaklıktaki Delhi'den veya 240 km uzaklıktaki Jaipur'dan otobüs/trenlerle veya şoförlü araç kiralanarak ulaşılabiliyor. Jaipur - Agra yolu, Delhi'ye göre daha düzgün ve daha az trafiğe sahip. Hindistan'da ulaşım için şu adrese bakılabilir.

Agra'nın en meşhur bölgelerinden Fatehpur Sikri, Japiur yolu üzerinde, şehre 40 km uzaklıkta bulunuyor. Tarihin önemli devletlerinden Babürlerin zamanında, Şeyh Selim Çişti'nin, tahtını bırakacağı bir veliahtı olmayan Ekber Şah'a 3 erkek çocuğu olacağı kehanetinin ardından Cihangir (Selim)'in doğması ile şah bu bölgede bir şehir kurdurur ve şeyhi onurlandırıp minnetini sunmak için şehre Sikri (şükri, müteşekkir) adını verir. Gucerat Sultanlığı'na karşı elde edilen, Babürlerin kesin zaferi, sultanlığın da yıkılmasıyla sonuçlanan savaşın ardından da şehrin hemen yanına Fatehpur (zafer) adı verilen bir yerleşim daha inşa ettirir ve bu şekilde bölge Fatehpur Sikri olarak adlandırılmış olur. Kısa bir süre Babürlere başkentlik yapan Fatehpur Sikri, daha sonra kuraklık sebebiyle terk edilir.

anup talao fatehpur sikri agra hindistan india
Anup Talao ve Panch Mahal

Bölgeye varınca tarihi kısma geçmek için kısa aralıklarla kalkan otobüslere biniliyor. Otobüs ücreti 10 rupi. Kısa bir yolculuğun ardından bilet gişesine varılıyor. 260 rupi tutarındaki bilet alınarak, şehrin kuzey batısından, Sikri'nin turistik bölgesine giriş yapılıyor. 

Geniş yeşil bahçenin ardından tam karşıda iki katlı Diwan-i-Khass (Divan-ı Has, özel konuklar salonu) göze çarpıyor. Burası, Ekber Şah'ın önemli toplantılar için şehre gelen bazı özel misafirlerini giriş katındaki dört köşede ağırladığı, kendisinin de girişin tam ortasındaki sütunla desteklenen üst kattaki özel bölgesinden toplantıyı takip ettiği idari bina. Divan-ı Has'ı geçince Pachisi avlusu adı verilen geniş bir avlu görünecektir. Buradaki renkli kareler ve ortadaki sehpa şeklindeki yapının Hindistan'ın geleneksel peçiç oyunu için yapıldığı, etrafında renkli giysili köle kadınların canlı oyun taşı olarak kullanıldığı söylenmektedir. Avlunun alt kısmında yeşil bahçeli bölgede Ekber Şah'ın bölge halkını ağırladığı Diwan-i Aam (Halk Salonu) bulunuyor. Karşı köşede ise Panch Mahal (Badgir, Beş katlı köşk) yer almaktadır. Köşkün eğlence ve  dinlenme amaçlı olarak inşa edildiği tahmin edilmektedir. Biraz ileride Anup Talao denen süs havuzu vardır. Ortasındaki bölümün dört yönden girilebilen ve özel gecelerde özel misafirleri ağırlamak için kullanıldığı belirtilir. Havuzun arkasında Ekber Şah'ın kişisel amaçla kullandığı Khawabgah Kompleksi yer alır. Bu iki katlı yapının bir katında kütüphane, diğer katında ise Ekber Şah'ın yatak odası (Khilwatkada-i-Khas) bulunur. Yatak yerden oldukça yüksekte yer alır. Ekber Şah'ın odasından Panch Mahal'e gizli bir geçit bulunur. Anup Talao'nun diğer ucunda Şah'ın iki müslüman eşinin (Rukiye Begüm ve Salima Sultan Begüm) kullanması için yapılan Hujra-i-Anup Talao (Türk Sultanın Evi) yer alır. Burası duvar ve tavanlarındaki ince işlemelerle dikkat çeker. Bölgedeki en dikkat çekici binalardan, Şah'ın Hint eşinin konağı olan Jodha Bais Palace da hem Babür hem de Hint Rajput geleneklerinin birleşimi bir mimariye sahiptir.


jodha bais palace fatehpur sikri agra hindistan india
Jodha Bais Palace girişi


İmparator Ekber Şah'tan biraz bahsetmek gerekirse; Şah'ın ilk eşi Rukiye Begüm'dür. Ardından Şah'ın devlet işlerindeki en güvendiği isim olan veziri Bayram Han'ın ölümüyle, dul kalan Salima Sultan Begüm'le evlenmiştir. Üçüncü eşi ise bir Hindu olan Rajput prensesi Jodha Bai'dir. Kendisine, oğlu Cihangir'in doğumuyla Mariam-uz-Zamani de denmiştir. Bu evlilik dinlere olan toleransı göstermesi bakımından da önemlidir. Şah'ın birçok çocuğu olmuş ancak hepsi de kısa sürede ölmüştür. Hayatta kalabilen ilk çocuğu, Hint eşinden olan, devletin sonraki imparatoru olacak Selim'dir (Cihangir). Daha sonra iki erkek çocuğu (Salima Sultan Begüm'den Murad Mirza ve Jodha Bai'den Daniyal) daha olmuştur ve Şeyh Selim Çişti'nin kehaneti doğru çıkmıştır. Ekber Şah döneminde devletin iyice büyümesi, Hint nüfusun artmasına, dolayısıyla Türklerin azınlık olarak kalmasına, devletin bir Türk devleti olmasından uzaklaşmaya başlamasına neden olmuştur. Ekber Şah'tan sonra yerine geçen Cihangir ise kendisine olan güveni boşa çıkartmış, ülkeye giren İngiliz sömürgecilere ek imtiyazlar verilmesi gibi devletin zayıflamasına sebep veren politikalar izlemiştir.

Khawabgah Kompleksi'nin arka tarafında yer alan Fatehpur kısmının turistik bölgesine de yürüyerek geçilebiliyor. Ortasında geniş bir avlu, bir ucunda Jama (Cuma) mescidi, diğer tarafında Şeyh Selim Çişti'nin türbesinin bulunduğu bu bölgeye Ekber Şah'ın kullanmış olduğu Badshahi Darwaza (King's Gate) veya 50 metre yüksekliğindeki ihtişamlı Buland Darwaza (Gate of Magnificence) kapılarından girilebiliyor. Jama mescidi, içindeki süslemeleriyle, avlusuyla birlikte 10 binden fazla kişinin aynı anda namaz kılabileceği kapasitesiyle, dünyadaki en önemli camiler arasında yer alıyor. Şeyh Selim Çişti'nin beyaz mermerle kaplı türbesi genellikle çocuğu olmayan kadınlar tarafından ziyaret ediliyor. İçerisindeki kabre çiçek yaprakları ve para atılarak, türbe etrafındaki pencerelere renkli iplikler bağlanıp dua edilerek dileklerde bulunuluyor. Türbe çıkışında bir görevli her ziyaretçinin kafasına süpürgeyle dokunarak bir ritüeli tamamlıyor. Avlu üzerinde çok sayıda mezar da dikkat çekecektir. Buralar hükümdarlığın aile üyelerinin bir kısmına ve şehrin bazı önde gelenlerine aittir. Kaynaklarda, dış kısımdaki mezarların erkeklere, iç kısımdaki korumalı bölgedekilerin de kadınlara ait olduğu belirtiliyor. Mezarların olduğu bölgede bir gizli geçit bulunuyor. Bu geçidin günümüzde kapalı olduğu, kullanıldığı dönemde ise 40 km ötedeki Agra merkeze çıktığı olduğu söyleniyor.

fatehpur sikri agra hindistan india
Fatehpur'daki bazı mezarlar ve tam karşıda Buland Darwaza kapısı

Fatehpur'daki geniş avlulu bu bölgede ayakkabı ile dolaşmaya izin verilmiyor. Bu yüzden ayakkabılar bir çanta içerisinde taşınabilir ya da girişteki ayakkabı koyma bölgelerine, başında bekleyen bir görevliye 5-10 rupi bahşiş vererek bırakılabilir. Yerlerin çok temiz olduğu söylenemeyeceği için çorapların da kirleneceğini göz önüne alarak yedek çorap taşımakta fayda var. Ayrıca Fatehpur Sikri bölgesini gezmek uzun zaman alabileceğinden ve her bölgede seyyar satıcı bulunmadığından gelmeden önce otobüs durağının civarından su ve tok tutacak muz gibi yiyecekler almak faydalı olacaktır. Bölgede Birbal Bhawan, Sunehra Makan, Tansen’s Baradari gibi gezilecek daha çok yer bulunuyor. Tüm bu tarihi yapıları daha detaylı gezebilmek için bir rehber tutulabilir.

Şüphesiz, Agra'ya gelmenin asıl amacı Tac Mahal'i görmek. Tac Mahal, Yamuna Nehri kenarında, merkez tren istasyonuna 6 km mesafede bulunuyor. Taksi ve rikşa gibi araçlarla ana girişe 5 dakikalık yürüme mesafesinde iniliyor. Yürüyüş yapmak yerine develerle ve rikşalarla ana girişe ulaşmak da mümkün. İçeriye giriş ücreti 750 rupi. Biletle birlikte yarım litrelik su ve Taj Mahal içerisinde giymek için galoş veriliyor. İçeriye cep telefonu ve fotoğraf makinesi gibi temel kullanım cihazları haricinde şarj aleti, kulaklık, çakmak vb. aletler sokulmasına izin verilmiyor. Bilet gişesinin önünde bekleyen, bilet alma konusunda yardımcı olacağını iddia eden kişilerden uzak durmakta fayda var. Ayrıca çok sayıda rehber girişten sonra eşlik etmek için pazarlık yapmaya çalışıyor. Tac Mahal'i rehberle gezmek çok gerekli olmayacaktır.

taj mahal tac mahal india hindistan agra
Tac Mahal'e giriş yolundaki rikşacılar ve deve arabaları


Ekber Şah'ın oğlu Cihangir Han'ın ölümünden sonra Babür imparatorluğunun başına geçen Şah Cihan'ın (Prens Hürrem), yedi eşinden en değer verdiği Mümtaz Mahal'in (Ercümend Banu Begüm), on dördüncü çocuğunu doğururken yaşamını yitirmesinin ardından Şah tarafından kendisinin mezarı olarak 20 yılda yaptırılan Tac Mahal, dünyanın yeni yedi harikasından biri olarak görülüyor. Mimar Sinan'ın öğrencilerinden Mehmet İsa Efendi ve Semerkand'lı Muhammed Şerif'in baş mimar olduğu, kubbesini Mimar Sinan'ın öğrencisi Mimar İsmail Efendi'nin tasarladığı, dışındaki yazılarının ve anıtın dört bir tarafına yazılmış Kuran ayetlerinin Hattat Serdar Efendi tarafından oydurulduğu, dört minareli, mermer kaplı, yakut, pırlanta, inci, zümrüt, firuze, akik gibi çeşitli mücevherler ile süslü kusursuz bir simetriye sahip, gün doğumunda farklı, gün ortasında farklı, gün batımında farklı renklere bürünen,Türk-Hint mimarisinin eşsiz bu eseri aşk için yapılmış en görkemli yapı olarak biliniyor.

taj mahal tac mahal agra india hindistan
Ana Kapısından (Darwaza-i Rauza, The Great Gate) Tac Mahal'in ilk görüldüğü an


Maj Mahal Mac Mahal India Hindistan Agra
Ana kapıdan geçtikten sonra kenarları ağaçlarla donatılmış uzun bir süs havuzu, bitiminde mermer blok içerisinde ayrı bir havuz, ardından tekrar uzun bir süs havuzu ve devamında görkemli Tac Mahal anıtı görülecektir.


Tac Mahal'in içerisinde, kubbenin tam altındaki kısımda, etrafı çevrili sembolik bir kabir bulunuyor. Bunun haricinde Tac Mahal, bir tarafı kabir odasına, diğer tarafı dışarıya bakan süslü geniş bölmelerden oluşuyor. Kabir bölmesinde fotoğraf çekmeye izin verilmiyor. Mümtaz Mahal'ın  gerçek mezarı en alt katta korunaklı bir bölmede yer alıyor. Süslemelerin bir kısmının İngiliz egemenliği sırasında söküldüğü iddia ediliyor.

Tac Mahal'in bir yanında önünde havuz olan bir cami bulunuyor. Diğer tarafında, simetriyi bozmaması için yapılmış, önünde yine havuz bulunan Mehman Khana (misafir evi) adı verilen, zamanında buraya gelenlerin kısa süreli dinlenmeleri için yapıldığı düşünülen bir yapı yer alıyor.

Taj Mahal Mosque Mac Mahal Cami Havuz
Tac Mahal'deki camiye gelen ziyaretçiler önündeki havuzdan abdest alarak namaz kılabiliyorlar. Suyun çok temiz olduğu söylenemez

Tac Mahal'in inşası ile ilgili, mimarın benzer bir eser daha yapmaması için elinin kesildiği, gözlerinin dağlandığı gibi çeşitli efsanelerin yanı sıra, adı ile ilgili de çeşitli teoriler mevcut. Bazıları Farsçadaki Taj (taç) ve Mahal (bölge) kelimelerinden türediğini, bazıları Mümtaz Mahal'in kısaltılmış adı olduğunu, bazıları da buranın eskiden Tejo Mahalya adında bir şiva (Hinduizm'de yıkım ve yeniden doğuş tanrısı) tapınağı olduğunu ve adını bu tapınaktan aldığını söylemektedir. Bu efsanelerin doğruluğu ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır.

Şah Cihan, devletin kaynaklarını bolca harcadığı, eşinin ölümünden sonra devlet ile ilgisini kestiği gerekçesiyle oğlu Alemgir (Evrengzip Şah) tarafından Agra Kalesi'nde göz hapsinde tutulmuş, bir süre sonra burada yaşamını yitirmiştir. Ölümünün ardından Şah Cihan da Mümtaz Mahal'ın yanına gömülmüştür.


Tac Mahal'i günün ilk saatlerinde ve akşam üzerinde gezmek tavsiye ediliyor. Gün batımından sonra ziyaretçilere kapanan Tac Mahal, her ay dolunay zamanı geceleri de gezilebiliyor. Cuma günleri ise turistlere kapalı. İbadet amaçlı gelen Müslümanların giriş yapabildiği belirtiliyor.


Darwaza-i Rauza Taj Mahal Tac Mahal Ana Kapı
Tac Mahal'den Ana Kapı'nın (Darwaza-i Rauza) görünümü

Agra'da tarihi öneme sahip birçok yapı daha bulunuyor. Agra Kalesi, Ekber'in mezarı, İtimad-ud Daula, Mehtab Bag bunlar arasında yer alıyor. Fatehpur Sikri'yi veya diğer şehirlerdeki benzer hisarları gezenler için Agra Kalesi pek farklı gelmeyecektir. Ekber'in mezarı şehrin 10 km uzağında bulunuyor. İtimad-ud Daula ve Mehtab Bag, Yamuna Nehri'nin diğer ucunda, görülmeyi hak eden yerlerden. Özellikle Mehtab Bag'dan Tac Mahal manzarası da görülmeye değer.
      edit

0 yorum:

Yorum Gönder